hacı derviş karanfil emir oğlu- Hikmet Şahin küpçü Cafer oğlu – İbrahim Koyuncu Hamit oğlu – veli Hakan Ateş Ömer oğlu, Tekin Koyuncu Hacı İsmail oğlu- Feridun Beşikkaya Refik oğlu – murat karanfil Hilmi oğlu ve kazım oğlu iki adet murat var. Serdar solaker İzzet oğlu, – Sedat , kudret kardesler , Samman Beşikkaya ogullari- Yakup karanfil kutu r torunu rahmet li oldu. – Bayram Koyuncu çapan oğlu rahmetli oldu. -İlhan Koyuncu Davut oğlu – zahir Koyuncu – Şinasi demiryurek- Bekir Koyuncu İshak dede oğlu- İsmail Koyuncu Şakir oğlu , – hasan Taner kardeşler İlhami oğulları – Saffet karanfil Bekir oğlu – Ömer Koyuncu muzeyfe oğlu. Diğer takım,
Diğer takım ise, savaş gomukpinar bayram oğlu- hazret gomukpinar yunus oğlu- hacı solak kıyas oğlu, Ömer demityirek Abisin dede oglu- Ali ben yani Süleyman oğlu – Sadettin ihsan oğlu- Ramazan Şuayip oğlu rahmetli- hamza İsmail oğlu- Sami Muammer oğlu, Halil Şahin hasan oğlu hazret Şahin Sait oğlu, – Mehmet Beşikkaya fazlı oğlu , Hızır baba vveysel oğlu, İsmail cukuuryer dede oğlu- Ünal selim oğlu Taner bayraklı Arif oğlu, imdat inan dede oğlu- Abdülkerim Ahmet oğlu- İsa kamil Veyis oğulları hazret Beşikkaya caattin oğlu Aydın Ayhan ikiizler mehmet oğlu
Almanyada İkamet Eden Hacı Ahmet Oğlu Menduh KOYUNCU 11.11.2025 Saat 18 Sıralarında Hakkın Rahmetine Kavuştu .ALLAH Rahmet Eylesin Mekanı Cennet Olsun.
AŞAĞI ÇEŞME
Kaç nesil geldi geçti suyundan içti bilinmez
Burada geçen zaman hafızalardan silinmez
Bitmek bilmeyen coşkunun sırrına erilmez
Suyundan içen çiçeklere kıyılıpta derilmez
Köyün hemen çıkışında yer alır yurdun yerin
Yaz kış akan serin suyun derinden gelir derin
En sıcak günlerde de Aşağı Çeşme hep serin
Susayana Aşağı Çeşmeden bir serinlik verin
Yanıbaşında asırlık söğütler kavaklar
Biraz ileride göller bahçeler bağlar
Bu bahçelerde çeşit çeşit ağaçlar
Elmalar armutlar cevizler ve kirazlar
Eski Harmanyerinin hemen altındadır Aşağı Çeşme
Burada geçen anılarımı istersen hiç ama hiç deşme
Şimdi gel de hayal dünyasında oralara uçup gitme
Küt’ün Bahçesi Gürgenli derken daha da öte geçme
Ne zamandan beri aktığını bilmem var mıdır bilen
Köyün tarihinden de eski olduğunu çoktur söyleyen
Kesilip akmadığını yoktur ne duyan ne de gören
Allahın izniyle hiç durmadan akacaksın ebediyyen
Suyundan içer Aflak öteden beri atadan dededen
Bağ bahçe suyunla sulanır gece gündüz demeden
Sığırın sürünün hatta kurdun kuşun suyuda senden
Hasılı kelam Aflak için daha fazlasısın bir çeşmeden
Kimi zaman yıkadık suyunda kap kacak asbap çamaşır
Kimi zaman da büyük küçük güğüm güğüm su taşır
Bu düzen devam etti elli altmış yıl ya da birkaç asır
Mutluyduk halimizden elimizi ayağımızı bağlasa da nasır
Acı tatlı günlerimiz oldu hepbirlikte seninle
Her zaman yanımızdaydın kolkola ve elele
İyi günde biz güldük sen de aktın güldür güldür
Kötü günde sen çağladın bizde ağladık hüngür hüngür
Çocuktuk koştuk oynadık susadık suyundan içip kandık
Bazen de saklambaç oynadık arkana sığınıp saklandık
Yorulduk terledik suyunda yıkandık çimdik serinledik
Yeri geldi yamacına uzandık sen söyledin biz dinledik
Büyüdük sende büyüdün bizimle hep beraber
Su olmayan yere su taşıdın bizimle tanker tanker
Bazen zirai amaçlı su verdin bize holder holder
Bazen de buluşma ve dinlenme alanıydın yer yer
Eşşek sırtında ot çekerken insanlar şelek şelek
Heybenin gözünde kavun karpuz bostan kelek
Teyzemin belinde içi sebze dolu eski bir yelek
Hepsi yunup yıkanırdı senin suyunda elek elek
Yaz aylarında aşağı çeşme benzer panayır yerine
Kimisi yorgan yastık ve yün yıkar özene bezene
Kimisi de tokaçlar halı kilim nevresim battaniye
Çobanlarda koyun kuzu yıkar tüyleri parlasın diye
Kaç nesil geldi geçti suyundan içti bilinmez
Burada geçen zaman hafızalardan silinmez
Bitmek bilmeyen coşkunun sırrına erilmez
Suyundan içen çiçeklere kıyılıpta derilmez
BOZDAĞ
Bozdağın yamacına kurulmuştur köyümüz Aflak
Aflaklının yanında senin yerın bir başkadır mutlak
Ayrılırken köyden bakıyorsun bize gözlerin ıslak
Anlıyorsun her gidenin geri dönemeyeceğini muhakkak
Bozdağda yayılır İnek koyun keçi oğlak
Semasında uçuşur kartal güvercin çaylak
Bazen sığıra davara sürüye yemlik otlak
Bazen de avcılar için ideal bir av yeri avlak
Üzerinde özgürce dolaşır at eşşek kırı kısrak
Sürüye dalarsa kurt yakalar kangal malaklı kıskıvrak
Kışları soğuk ve ayazdır kalmaz dalında yaprak
Yazları içini ısıtır sıcak, iklimiyse oldukça kurak
Bir kolu uzanır zirvesinden Yukarıçeşmeye oradan Gürgenliye
Diğer koluda Akpınardan Kayalıboğaza oradan da Çatalköprüye
Ortaköy ve Göbek Dağına bakar hep gülümseye gülümseye
Hocabeyli yolundan geçenleri gözler belki bir selam getirirler diye
Arkasında elpençe divan durur Tepeköy Hacıahmetli
Sağ yanında emre amade bekler Namlıkışla Hocabeyli
Sol yanını da sarar yemyeşil Aflak bağ ve bahçeleri
Karşısında ise tüm güzelliğiyle boy gösterir Ortaköy evleri
Hayvanlarımıza otlak ve yaylaktır Bozdağ
Damlarımıza toprak ve çoraktır Bozdağ
Harun Dağ ve Göbekle kardeştir Bozdağ
Aflaklılara her zaman su ekmek aştır Bozdağ
Kimisi ordan çıkardığı taşla evini yaptı
Kimiside çorak toprağıyla damını sıvadı
Bazısı kuyu kazıp evine içme suyu taşıdı
Bazısı da bağ bahçe yapıp etti hasadı
İlkbaharda çiğdem kekik papatyadır Bozdağ
Yaz aylarında mera otlak çayır çimendir Bozdağ
Sonbaharda taş toprak hazan ve hüzündür Bozdağ
Karakışta beyazlara bürünür sessiz ve ıssızdır Bozdağ
Bozdağın yamacına kurulmuştur köyümüz Aflak
Aflaklının yanında senin yerın bir başkadır mutlak
Ayrılırken köyden bakıyorsun bize gözlerin ıslak
Anlıyorsun her gidenin geri dönemeyeceğini muhakkak
TEK MEZAR
Ortaköy yolunda köyden uzakta bir garip mezar
Başucunda ne bir işaret var ne de bir isim yazar
Mezarın üstündeki toprak güzün esen yelle kaybolur tozar
Bahar gelince üstünü otlar kaplar yavaş yavaş azar azar
Bilmem bu mezarın hikayesinı bilen varmıdır köyde
Varsa bile çoktan onlarda göçmüş gitmiş ötelere belki de
Her geçtiğimde fatiha okurdum tanımasam da bilmesem de
Belki bir garip yolcuydun belki de yolunu kaybettın soğuk bir kış gecesinde
Zamanla bir mevkii bir durak adı oldu Aflakta artık Tek Mezar
Geçerken Aflaklılar bir dua okur bir çala sana atar bir nazar
Bilmem bizlerin mezarını da acep senin ki gibi el mi kazar
Umar mıydın bir gün gelir birisi de senin meçhul hikayeni yazar
Ey garip yolcu kimse bilmedi senin derdini ahvalini
Kimse sormadı ismini cismini nereden gelip nereye gittiğini
Seni bilenler nerden bilsinler bizim ellerde istirahat ettiğini
Aflak topraklarından sessizce ötelere göç edip gittiğini
Arkandan belki aradı seni eşin dostun akraban her yerde yana yana
Belki de kimsenin umurunda olmadın kaldın buralarda yapayalnız tek başına
İsmini bilmesek te tanımasak ta hayırla yad eder teşekkur ederiz sana
Zira her geçtiğimizde okuduk fatiha üstelik ibret alıp sığındık yaradana
GÖBEK
Ortaköy ve çevresinin vazgeçilmezidir Göbek
Etrafında yaşadı insanlar asırlardır öbek öbek
Her yaştan genç ihtiyar çoluk çocuk ve bebek
Kurt kuş börtü böcek üstelik rengarenk kelebek
Ortaköy sırtını yaslamıştır bu kutlu tepeye
Kırşehir tarafından gelirken ilçemiz Ortaköye
O karşılar bizi uzaktan gülümseye gülümseye
Yaklaştıkça sarılır kucaklar hoşgeldiniz diye
Eteklerinde ki verimli topraklarda hasat edilir arpa buğday
Bir başka güzeldir geceleri göbek dağında ay yıldız dolunay
Kışın kar yağdığında zirvesinden aşağıya kayak yap kay
Karlar eridikten sonra sığır ve davarları otlaklarında yay
Göbekte ki tarlaların bir kısmı kıraçken bir kısmı sulak
Bazı yerler nohut kabak bazı yerlerde meradır otlak
Çeşme ve pınarların önünde bulunur gölet ve yalak
Göbek etrafındaki köyler Hacılar Hocabeyli ve Aflak
Batısında Hocabeyli Köyü su kaynakları ve yemyeşil otlak
Doğusunda eşsiz güzelliğiyle İlçemiz Ortaköy bulunur mutlak
Güneyinde Hacılar Kuzeyinde ise, tüm ihtişamıyla Aflak
Manzarasının en güzel olduğu yer ise Aflak ile Yaylak
Yağmurdan sonra göbelek mantar madımak cacıktır Göbek
Baharları çiğdem gelincik papatya çiçek böcektir Göbek
Kuraklık olursa yağmur duası ve namazına ev sahibidir Göbek
Ortaköy’ü besleyen yeraltı su kaynaklarının menşeidir Göbek
Yer yer alıç iğde tarzı ağaçlarla kaplı Göbekte ki bitki örtüsü
Yer yer de Elma armut kiraz ceviz gibi meyvelerin türlü türlüsü
Merasında otlağında her daim ineği sığırı davarı sürüsü
Çeşmelerinden su içer çobanı sürüsü yolcusu sürücüsü
Şimdilerde bir kısmı ağaçlandırılarak dönüştürüldü ormana
Eteğinden yol geçti bağrı delinerek yer verildi çevre yoluna
Her ne kadar hizmet için olsa da bu yollar her daim sana bana
On yıl geçmesine rağmen bitmeyince tak etti bu durum cana
Göbektedir Ortaköye hizmet veren baz istasyonu vericiler
Sinesinde yer alır maden ocakları granit taş mermerler
Buradan çıkan su kaynakları bölgedeki barajları besler
Kim bilir Göbekte keşfedilmemiş daha neler var neler
Ne Erciyes, Ekecik ve Hasan Dağı gibi ürkütücüdür ne de heybetli
Onun asaleti samimi canayakın ve alçakgönüllü olmasında gizli
Ekecikten gelen soğuğa karşı siper eder gövdesini kırar soğuğun belini
Halden anlar bilir Ortaköyün ve Ortaköylünün vaziyeti ahvalini
Dağ mı tepe mi olduğu tartışması sürer yıllardan kerli
Onun yüksekliği metre hesabıyla tahmini 1550 yada 1650
Kararı vermesi gerekenler se Coğrafyacılardır belli
İlgilenmez konuyla o, çünkü onun derdi Ortaköydür besbelli
Ortaköy ve çevresinde bolluk ve bereketin adıdır Göbek
Adı gibi bu bölgenin göbeğinde bulunur gerçekten Göbek
Tartışmalar bir yana ne dağdır ne tepe, onun adı Göbektir Göbek
Çevre dağlara göre mütevazi ve tepeden tırnağa Ortaköydür Göbek
ALIÇ AĞACI
Taşlıyerde bulunur yalnız ama vakur bir Alıç Ağacı
Kim bilir ne günler gördü geçirdi geçmişten bugüne tatlı acı
Altında gölgelendi çoluk çocuk ana baba kardeş bacı
Gövdesi en az yüz yaşında meyvesi de sanki kalp ilacı
Bazen altında yattı dinlendi sürüler sığırlar
Bazen de buraya gelip oyun oynadı çocuklar
Kimi zaman lepe yaptı omuzunda keçeyle çobanlar
Kimi zaman da konakladı yoldan geçen yolcular
Ne sulandı ne budandı, ne bir ilgi bakım gördü, ne de ilaç gübre verildi
Ama o her yıl Aflaklıya kova kova alıç vermeyi hiç ihmal etmedi
Yetmedi Aflaklılar soğukta duldasına sığındı sıcakta da gölgelendi
Hizmetinin karşılığında ne bir ücret ne de başka birşey istedi
Meyvesini toplamaya gelirdi insanlar, grup grup takım takım
Bir kısım meyvesini toplarken, bitki çayı yapar içerdi, diğer kısım
Bazıları salata yaparken, bazıları da sirke yapardı birkaç sıkım
Hasılı kelam herkes onu sever bağrına basardı dost düşman akraba hısım
Alıç Ağacı kalbi kırılan üzülen kederlenen dertlenen için vefalı bir sırdaş
Sevincini paylaşmak isteyen herkes için de candan bir dost ve arkadaş
İlkesinden taviz vermeyen dünyaya tamah etmeyen adanmış bir yoldaş
Menfaat için eğilmeyen bükülmeyen asla kul hakkı yemeyen adil bir kardaş
Çocukluğumuzda sık sık giderdik Alıç Ağacının olduğu noktaya
Bazıları kuzu güderken orda, bazıları da sürerdi ineği tarlaya
Misket çekirdek ütmeli ve top oynardık orada doyasıya
Orada geçirirdik vaktimizi, ta ki akşam olup ezan okununcaya
Konumu itibariyle yol üstü olup bu nedenle ederdik oraya sık sık akın
Göbek Dağı ve muhteşem Aşağıbağ manzaralı hem havadar hemde köye yakın
Aflaklı çocukların hepsinin bir anısı var seninle bu da diğer alıçlardan farkın
Aman Aflaklı bu güzelliğe iyi bak maşallah diyerek kem gözlerden sakın
Burada geçen gecelerle ilgili hep övgü dolu sözler duyduk çobanlardan
Dolunay Alıç Ağacının üzerinde sanki şamdan bakarken uzaktan damdan
Yıldızlar ise bir ışık zıyafeti sunar gece vakti zifiri karanlık kapladığı andan
Gündoğumu ve Günbatımı manzarası muhteşemdir Alıç Ağacının dalından
Hocabeyli yolundan baktığında ekinler arasında gururla arzı endam olan
Bizim meşhur Alıç Ağacımızdır bozkır manzarasında tek başına duran
O yalnız bir ağaç gibi dursa da Aflak için tek başına kocaman bir orman
Bazen bize arkadaş sırdaş bazen de tıpkı masallardaki gibi cesur bir kahraman
Birgün yolun Aflak’a düşerse muhakkak bul o yalnız ağacı
Varınca yanına bir selam ver hemen sor varmı bir arzusu ihtiyacı
Alıcı gözlerle bak ona sonrada toplayıp cebine koy bir avuç alıcı
Bir fidan kopar dalından dik bir yere ki, sürsün onun da soyağacı
Köyümüzün en meşhur yerlerinin başında gelir Harmanyeri
Bazen sap saman hasat yeri bazen de düven sürme yeri
Kimi zaman tınas atma kimi zaman da nohut sürme yeri
Sığırın davarın hem toplanma hemde dağılma yeri
Çocukların maç sahası yetişkinlerin gezinme yeri
Kızların cacık dişirme kadınların tezzek basma yeri
Kazların ördeklerin beslenme hindilerin düşünme yeri
Kuzuların koyunlarla emişme sığırında boğaya koğuşma yeri
Okulumuzu bağrında misafir eder Harmanyeri
Kayalıboğaza açılan kapıdır Harmanyeri
Koyun kuzu otlatma yeridir Harmanyeri
Mezarlığın hemen yanıbaşıdır Harmanyeri
Köyümüzün ortak kullanım yeridir Harmanyeri
Asker ve Hacı uğurlama yeridir Harmanyeri
23 Nisanda gösteri ve şenlik yeridir Harmanyeri
Köyler arası maçlarda ev sahibidir Harmanyeri
Bir köşesinde sürekli akan çeşmesi
Öbür köşesinde Köy Okulu ve Bahçesi
Okulun Bahçesinde ise Sosyal Tesisi
Tesiste toplanır 7 den 70 e köyün hepsi
Düğün Nişan Sünnet Mevlit Merasimi yapılır burada
Harmanyeri park sorununu da çözdü en sonunda
Cenazelerde taziye yapılır ister evde ister tesisteki çadırda
Sevinçte ve kederde Harmanyeri sabit kadem yanında
Sokuda bulgur dövdüğün yerin adıdır Harmanyeri
Atla eşşekle çekilen taş değirmenin bulunduğu yerdir Harmanyeri
Kağnının at arabasının servis yeridir Harmanyeri
Hurdacı Dondurmacı Kalaycı ve Çerçinin uğrak yeridir Harmanyeri
Kabak çekilen yerdir Harmanyeri
Ot kurutulan yerdir Harmanyeri
Çocukların buluşma yeridir Harmanyeri
Biçerdöver park yeridir Harmanyeri
Patoza sap atılan yerdir Harmanyeri
Saman çekilen yerdir Harmanyeri
Aflaklının her şeyidir Harmanyeri
Köy hayatının ta kendisidir Harmanyeri
İlk Baharda tülü çiğdem kazdığın
Yağmurdan sonra Göbelek topladığın
Cacık toplayıp dürüm sardığın
Papatyadan taç yaptığın yerdir Harmanyeri
Sofrasında yufka dürüp kaşık salladığın
İyi günde güldüğün kötü günde ağladığın
Saz çalıp Türküler soyleyip şiirler yazdığın
Sofrana aş derdine yoldaş aradığın yerdir Harmanyeri
Kışları kar yağdığında çocukların kar topu oynadığı
Kedi köpek gibi evcil hayvanların eksik olmadığı
Kuşların semasında özgürce kanat çırptığı
Yazın başka kışın bir başka güzel olduğu yerdir Harmanyeri
Davutağadan gelen üzümlerin eriklerin geçiş güzergahıdır Harmanyeri
Tepeköyden Ortaköye gidenlerin kestirme yoludur Harmanyeri
Aflakın tarihi Aflaklının geçmişten günümüze yolculuğudur Harmanyeri
Başka görevleri de olsa asıl görevi adı üstünde harman yeridir Harmanyeri
Bayramda kucaklaşma yeridir Harmanyeri
Düğünde halay sekme yeridir Harmanyeri
Harmanda mahsul alma yeridir Harmanyeri
Kısaca derdine derman yeridir Harmanyeri
HARMANYERİ 2
H armanyeri köyümüzün kalbidir
A flaklının ikinci evi gibidir
R astlarsın her zaman bir tanıdığına
M erhabalaşır devam edersin yoluna
A flaklı sap saman çeker oraya
N eticede gelir herkes illa ki oraya
Y ediden yetmişe herkes orda calışır
E rkek kadın çoluk çocuk Harmanyerinde dolaşır
R ençberlik çiftçilik deyince akla gelir Harmanyeri
İ ş güç bitmese de köyde bereketin adresidir Harmanyeri
GÜRGENLİDE HAYAT
Bir başkadır Gürgenlide geçen saat an zaman vakit hayat
İster gölgeye uzan yat istersen kelebek misali çırp kanat
İster eşşeğe bin tur at istersen bul bir kırat yada yabani at
Bulduğun ilk fırsat çeşmesinden pınarından bir kâse soğuk su tat
Kimisi kuzu güder kimisi koyun
Kimisi de eğlence derdinde oyun
Terleyince suda çim yıkan yun
Merak etme su geçmez senin boyun
Acıkınca ister kumpür kaynat ister firik üt
Ya da koyundan keçiden sağ taptaze süt
Koyuna keçiye kuzuya çal kaval yada flüt
Her ağaca tırmanma sonra düşersin yere küt
Hocabeyli yolundan geçer motosiklet fayton traktör motor
Özün içinde yediğin ayazı ne ben söyleyim ne de sen sor
Akşama kadar gez toz yürü koş hopla zıpla kendini yor
Şimdi o günleri anınca yüreğime düşüyor ateşten bir kor
Kimisi koyun kuzu gütme derdinde
Kimisi de su sulama telaşesinde
Kimisi ot biçerken özün içinde
Kimisi de oyun eğlence peşinde
Havada uçar kartal güvercin serçe leylek süzülerek
Ekinlerin arasından bir keklik kalktı acı acı öterek
Peşinden heyecanla koştu çocuklar özün içinden geçerek
Üstün başın sırılsıklam su olmasına aldırış etmeyerek
Gürgenliye eşşekle giderken karşımıza çıktı kocaman bir ark
Atlamadı arktan bir türlü eşşek edince arkı aniden fark
Israr etsekte olmadı sonunda eşşekten vazgeçtik eyledik çark
Yürüyerek geçtik öz tarafına eşşeği müsait yere ederek park
Bazıları elinde hızarlı motorla söğüt kavak keser
Bazılarının da elinde var testere bıçak balta keser
Hızar sesi baskın gelir her türlü sesi keser
Özde bulunan çocuklarda merakla olup biteni keser
Bu arada Çatalçeşme tarafından düğün konvoyu geçer
Çocuklar elinde çalı çırpıyla gelin arabasının önünü keser
Çocuklara arabadan zarf verir genelde kayınpeder
Zarfı kabul etmez çocuklar kayinpederle pazarlık eder
Gelin arabasından alınan zarfların içinden çıkar para
Zarf boş çıkarsa çocuklarda açar bu derin bir yara
Kazanmaya çok yakınken kısa günde sermayesiz kâra
Zarf boş çıkınca konvoya arkadan atar çocuklar nâra
Büyükler önce güler sonra teselli eder çocukları
İçlerinden biri verir harçlık gönderir bakkala onları
Hüzün dönüşür sevince alınca büyüklerden harçlıkları
Sonra her şey normale döner yeniden başlar oyunları
Kimisi kafes şapka örer ottan çayırdan
Kimisi de düdük yapar söğüttten kavaktan
Bazıları araba yapar karpuzdan kabaktan
Bazıları da taç yapar çiçekten papatyadan
Kabak tekrar çapaya geldi mi derken
Ot daladı sardı tarlayı her yönden
Ziraatten ot ilacı almayı hesap ederken
Hesapta olmayan dolu vurdu tarlayı aniden
Ot dalayınca nohutu kabağı tarlayı
Bir telaş sardı Hacı Emmiyi Hoca Dayıyı
Kimisi dalga geçti kimisi de etti alayı
Olan oldu canın sağolsun Hacı Emmi Hoca Dayı
Kimisi dedi Hacı Emmi Ziraatçiliğe başlamışsın
Her mevsim aynı yerden ayrı ayrı mahsul alırmışsın
İşin sırrını da henüz kimseye açıklamamışsın
Mahsulü koyacak depo ambar da bulamamışsın
Hacı Emmi kızdı bıraktı tarlayı önce herk sonra hozan
Bu defa dediler yapma Hacı Emmi buğday ek bol bol kazan
Ekince buğdayı onu da daladı çekirge böcek kurt kuş filan
Bu işte de bir hikmet bir sır var dedi Hacı Emmi anlaşılan
Hacı Emmi hayırlısı dedi sabretti buna da şükür dedi
Çok şükür bol bereket ve mahsül bol bol geri geldi
Arpa buğday kabak ve devrameli hasatı gayet iyiydi
Hacı Emmi hem kendi yedi hem de konu komşuya verdi
Öğleden sonra koşuşur herkes Gürgenliye
Kimisi koyun kuzu kimisi inek dana gütmeye
Kimisi de söğüt altında oturup gölgelenmeye
Bazıları da dolaşıp hava alıp öylesine gezmeye
Gölge bir yerde sofra kurulur oturur herkes sofraya
Kimisi yemeye doyamaz kimisi de oyun oynamaya
Bu arada inek girer oradaki nevaleye bahçeye tarlaya
Bekçinin düdüğü uzaktan çalar kulağını tırmalaya tırmalaya
Akşam üzeri dönersin köye coşkuyla neşeyle
Kimisi yaya döner kimisi de motorla atla eşşekle
Görünce köyün camisini minaresini için dolar huzurla sevinçle
Evde anan vurmuştur öğünü kazanla kepçeyle tencereyle
Afiyetle yenilir yemek hep birlikte yer sofrasına oturarak
Yarın yapılacak işleri akşamdan hesaplayıp planlayarak
Ne trafik endişesi ne gürültü ne de araba için gerekir park
Uykuya dalarsın buram buram anadolu ve toprak kokusu alarak
Bizim çocukluğumuzda okul maçları meşhurdu
Her gün her teneffüs en az yarım saat olurdu
Bu teneffüslerde hemen iki takım kurulurdu
Oyuncu sayısı ise neredeyse sınıf mevcuduydu
Tabiki kızlar oyuncu sayısına dahil değildi
Onlar kendi aralarında oynar eğlenirdi
Kızların oyunu kovalamaca yada çizgiydi
Bazı önemli maçlarda onlarda seyirciydi
Genelde iki sınıf birleşik şekilde aynı hocada okurduk
Mevcudumuz bazen 65 bazen de 70 civarında olurduk
Yarısı kız öğrenciyse geri kalan 35- 40 ta maç havuzuyduk
Bir iki fire olsa da her teneffüs koşar sahayı doldururduk
Takımlar yakın arkadaş yada mahalle esaslıydı
Takımın birinin kurucuları Hikmet ve Hacıydı
Diğer takımiın golcüsü Hazret Savaşta kaptanıydı
Diğer arkadaşlarda bu iki takıma eşit dağılırdı
Hatırladığım kadarıyla bu maçlara katılan arkadaşları hızlıca sayacak olursam
İlk takımı Hacı Hikmet İbrahim Veli Tekin Feridun Murat Serdar Sedat Yakup Bayram
İlhan Zahir Şinasi Bekir İsmail Taner Hasan Kudret Hazret Saffet Ömer diye saysam
Aklıma gelmeyen arkadaşlara burdan üzüntümü ve özür dileklerimi yollasam
Diğer takıma ise Hazret Savaş Hacı Ömer Ali diye başlasam
Sadettin Ramazan Hamza Sami Halil Hazret Mehmet Hızırı yazsam
Yanlarına İsmail Ünal Taner Murat İmdat Abdülkerimi koysam
İsa ve Kâmili de ekleyince Aşağı yukarı herkesi saydım sanırsam
Derste heyecanla beklerdik bir an önce çalsın diye teneffüs zilini
Zaten Kenan Hocam matematiğe ayırır mesaisinin neredeyse hepsini
Duyamazsın bugüne kadar başka derste işledik diyen herhangibirisini
Konumuz bu değil hakkımız helal olsun hayırla yâd edelim kendisini
Söylemek istediğim zaten çoğunluğumuz matematiği sevmezdi
O yüzden teneffüs zili bizim için ekstra önemli ve değerliydi
Hocamın dersleri ve malum cetveli nereden aklıma geldi şimdi
Söyle bakalım kerraat cetvelini ezberledin mi Ali Veli Şinasi efendi
Öğretmenlerimizin hepsinin biliyoruz kıymetini ve değerini
Hem Kenan ve Ömer Hoca hemde Yılmaz ve Nadire Hoca çiftini
Unutmadık Üçler Hoca Raşit Hoca ve diğer eğitim gönüllülerini
Allah razı olsun versin emeklerinin karşılığını ve ecrini
Bu maçlar eğer Harmanyeri boşsa genelde yapılırdı orada
Yada yapılırdı hemen okul önündeki küçük toprak sahada
Yaz kış soğuk sıcak demeden her türlü havada ve koşulda
Bazen öğretmen uyarırdı oynamayın çocuklar bu soğuk havada
Hikmetin sol ayağı harika Feridun Saffet ise çok hırslı
İbrahim Hacı Bayram Veli hem teknik hemde seri ve hızlı
Bekir iyi kaleci Zahir sert şut atıcı Serdar coşkulu heyecanlı
Ömer ve İsmail mücadeleci savaşçı İlhan ise çok soğukkanlı
Diğer takımda Hazret takımın bel kemiği Savaş toparlayıcı
Abdülkerim Hızır Hamza görev adamı Halil ve Sami ise markajcı
Sadettin koşucu presci mücadeleci Ramazan gol yollarında fırsatçı
İmdat oyun kurucu İsmail kaleci-oyuncu Hazret Ünal kıvrak çalımcı
Maçlar tam bir kısır döngü olsa da devam ederdik bıkmadan usanmadan
Bazen gol kaçırır Hasan pozisyona girerse affetmez fırsatçı Ramazan
Sakin tavırları ile acele etmeden pozisyonları gole çevirmesini bilir İlhan
Takımlarını kurtarır bazen sürpriz isimler bazen de H.Derviş yada Savaş kaptan
Bir maçta kaybedersek diğerinde kazanırdık elbet
İkili mücadeleleri genelde kazanır Saffet ve Kudret
Sol ayakla jenerik gollerin adamı her zaman Hikmet
Ona cevabı tüm takımı ipe dizip gol atarak verir Hazret
Sol kanattan seri çalımlarla ceza sahasına daldı tam gol vuruşunu yaptı Hazret
Her zamanki gibi vücudunu iyi kullanarak son anda nefis müdahale etti Saffet
İbrahim Veli verkaçı sonucu aldığı pasla sağ çaprazda kaleci ile karşi karşıya kaldı Hikmet
Bir anda can siperane bir şekilde vücudunu duvar yapıp kaleciyi geçen topu çıkardı Mehmet
Savunmamız çözüm üretmekte zorlanırdı Hacı Dervişin savunma arkası koşularında
Savaş adı gibi savaşırdı ve terden ıslanmadık yer bırakmazdı önlüğünde ve formasında
Günler böyle geldi geçti bazen kırda bayırda bazen top sahasında bazen de okulda
Yaşadığımız her şey kaldı artık hepimizin hafızasında anıların da ve hatıralarında
Bazen gol attık sevinç yumağı olduk TV deki futbolcular gibi coştukça coştuk
Bazen de tekme yedik yere düştük düştüğümüz yerden tekrar kalkıp yine koştuk
O çocuk yaşta ne kadar da mutluyduk en önemlisi gelecekten çok umutluyduk
Maçta tartışır birbirimize girerdik maç bitince sarmaşdolaş olur herşeyi unuturduk
Okul önünde çemen ekmek satardı Mehmet Ağa ve Emran Ağa’nın Yunus
Paramız olmayınca derdik Mehmet Ağa ve Yunus ağabeye almayacağız tokuz
Aslında paramız olsa bile parası olmayan arkadaşları düşünüyor harcamiyoruz
Zaten büyüklerimiz tembihlerdi hep oğlum kızım paraları çar çur etmiyoruz
Zamanla hayat rüzgarı savurdu attı hepimizi dünyadaki değişik kıtalara ve ülkelere
Kimisi Almanya Fransa Avusturya kimisi Belçika Hollanda ve daha nice yabancı memleketlere
İstanbul Ankara İzmir Adana Bursa Konya Kayseri Kırşehir ve Türkiye’deki diğer yerlere
Karıştık kaybolduk kaptırdık bıraktık gittik kendimizi kalabalıklara ve insan sellerine
Hafızamda kalan diğer karelerse siyah önlük beyaz yaka sırtımızda da bezden bir çanta
Yürüyerek okula giderdik yağmurda çamurda çaylak ta en küçüğümüz 7 en büyüğümuz 10 lu yaşta
Sınıfta yanmayan bir soba vernik kokan tahta sıra duvarda asılı toz tebeşirli bir kara tahta
Şimdilerde herkes ayrı hülya ve dünyalarda ayrı duygu ayrı fikir düşünce karakter ve mizaçta
Kimisinin saçlarına ak düşmüş kimisinin kafada saç bile kalmamış hatta
Bazılarımız vefat etti geri kalanlarda yalan Dünya’da yalandan hayatta
Kâh sevindik güldük oynadık yandık ağladık sızladık karalar bağladık kâh ta
Er geç elbet bir gün hepimizin üstüne örtülecek kara toprak taş ve tahta
Ali Rıza BABA
Mayıs 2025 bir diyarı gurbet
Artık geleneksel hale geldiği üzere ismi geçenlerle ilgili kimler olduğu konusunda kısaca açıklama yapayım.
TAKIM 1
1 Hacı Derviş: Emir Karanfil oğlu
2 Hikmet: Cafer Şahin oğlu
3İbrahim: Hamit Koyuncu oğlu
4 Feridun : Refik Beşikkaya oğlu
5 İlhan: Davut Koyuncu oğlu
6 Veli Hakan: Ömer Ateş oğlu
7 Kudret: Şamman Beşikkaya oğlu
8 Sedat: Şamman Beşikkaya oğlu
9 Zahir: Mehmet Koyuncu oğlu
10 Bayram( Rahmetli) : Çapan Koyuncu oğlu
11 Hasan: İlhami Koyuncu oğlu
12 Taner: İlhami Koyuncu oğlu
13 İsmail: Şakir Koyuncu oğlu
14 Bekir: İshak Koyuncu oğlu
15 Ömer: Huzeyfe Koyuncu oğlu
16 Murat: Kazım Koyuncu oğlu
17 Şinasi:İsmail Demiryürek oğlu
18 Serdar: İzzet Solaker oğlu
19 Hazret(Merhum): Necattin Beşikkaya oğlu
20 Yakup(Merhum):Beytullah Karanfil oğlu
21 Saffet : Bekir Karanfil oğlu
22 Tekin: Hacı İsmail Koyuncu oğlu
TAKIM 2
1 Hazret: Yunus Gömükpınar oğlu
2 Savaş: Bayram Gömükpınar oğlu
3 Sadettin: İhsan Şahin oğlu
4 Ramazan(Rahmetli): Şuayıp Şahin oğlu
5 İsmail: Dede Çukuryer oğlu
6 Ömer: Dede Demiryürek oğlu
7 Halil: Hasan Şahin oğlu
8 Abdülkerim: Ahmet Baba oğlu
9 Hızır: Veysel Baba oğlu
10 Taner: Arif Bayraklı oğlu
11 Sami: Muammer Solak oğlu
12 Hamza: İsmail Solak oğlu
13 Hazret: Sait Şahin oğlu
14 İmdat: Dede İnan oğlu
15 Ünal: Selim Demirel oğlu
16 Hacı: Kıyas Solak oğlu
17 Murat : Hilmi Karanfil oğlu
18 Mehmet: Fazlı Beşikkaya oğlu
19 İsa: Veyis Solak oğlu
20 Kâmil: Veyis Solak oğlu
21 Ali Rıza : Süleyman Baba oğlu
hacı derviş karanfil emir oğlu- Hikmet Şahin küpçü Cafer oğlu – İbrahim Koyuncu Hamit oğlu – veli Hakan Ateş Ömer oğlu, Tekin Koyuncu Hacı İsmail oğlu- Feridun Beşikkaya Refik oğlu – murat karanfil Hilmi oğlu ve kazım oğlu iki adet murat var. Serdar solaker İzzet oğlu, – Sedat , kudret kardesler , Samman Beşikkaya ogullari- Yakup karanfil kutu r torunu rahmet li oldu. – Bayram Koyuncu çapan oğlu rahmetli oldu. -İlhan Koyuncu Davut oğlu – zahir Koyuncu – Şinasi demiryurek- Bekir Koyuncu İshak dede oğlu- İsmail Koyuncu Şakir oğlu , – hasan Taner kardeşler İlhami oğulları – Saffet karanfil Bekir oğlu – Ömer Koyuncu muzeyfe oğlu. Diğer takım,
Diğer takım ise, savaş gomukpinar bayram oğlu- hazret gomukpinar yunus oğlu- hacı solak kıyas oğlu, Ömer demityirek Abisin dede oglu- Ali ben yani Süleyman oğlu – Sadettin ihsan oğlu- Ramazan Şuayip oğlu rahmetli- hamza İsmail oğlu- Sami Muammer oğlu, Halil Şahin hasan oğlu hazret Şahin Sait oğlu, – Mehmet Beşikkaya fazlı oğlu , Hızır baba vveysel oğlu, İsmail cukuuryer dede oğlu- Ünal selim oğlu Taner bayraklı Arif oğlu, imdat inan dede oğlu- Abdülkerim Ahmet oğlu- İsa kamil Veyis oğulları hazret Beşikkaya caattin oğlu Aydın Ayhan ikiizler mehmet oğlu
Almanyada İkamet Eden Hacı Ahmet Oğlu Menduh KOYUNCU 11.11.2025 Saat 18 Sıralarında Hakkın Rahmetine Kavuştu .ALLAH Rahmet Eylesin Mekanı Cennet Olsun.
AŞAĞI ÇEŞME
Kaç nesil geldi geçti suyundan içti bilinmez
Burada geçen zaman hafızalardan silinmez
Bitmek bilmeyen coşkunun sırrına erilmez
Suyundan içen çiçeklere kıyılıpta derilmez
Köyün hemen çıkışında yer alır yurdun yerin
Yaz kış akan serin suyun derinden gelir derin
En sıcak günlerde de Aşağı Çeşme hep serin
Susayana Aşağı Çeşmeden bir serinlik verin
Yanıbaşında asırlık söğütler kavaklar
Biraz ileride göller bahçeler bağlar
Bu bahçelerde çeşit çeşit ağaçlar
Elmalar armutlar cevizler ve kirazlar
Eski Harmanyerinin hemen altındadır Aşağı Çeşme
Burada geçen anılarımı istersen hiç ama hiç deşme
Şimdi gel de hayal dünyasında oralara uçup gitme
Küt’ün Bahçesi Gürgenli derken daha da öte geçme
Ne zamandan beri aktığını bilmem var mıdır bilen
Köyün tarihinden de eski olduğunu çoktur söyleyen
Kesilip akmadığını yoktur ne duyan ne de gören
Allahın izniyle hiç durmadan akacaksın ebediyyen
Suyundan içer Aflak öteden beri atadan dededen
Bağ bahçe suyunla sulanır gece gündüz demeden
Sığırın sürünün hatta kurdun kuşun suyuda senden
Hasılı kelam Aflak için daha fazlasısın bir çeşmeden
Kimi zaman yıkadık suyunda kap kacak asbap çamaşır
Kimi zaman da büyük küçük güğüm güğüm su taşır
Bu düzen devam etti elli altmış yıl ya da birkaç asır
Mutluyduk halimizden elimizi ayağımızı bağlasa da nasır
Acı tatlı günlerimiz oldu hepbirlikte seninle
Her zaman yanımızdaydın kolkola ve elele
İyi günde biz güldük sen de aktın güldür güldür
Kötü günde sen çağladın bizde ağladık hüngür hüngür
Çocuktuk koştuk oynadık susadık suyundan içip kandık
Bazen de saklambaç oynadık arkana sığınıp saklandık
Yorulduk terledik suyunda yıkandık çimdik serinledik
Yeri geldi yamacına uzandık sen söyledin biz dinledik
Büyüdük sende büyüdün bizimle hep beraber
Su olmayan yere su taşıdın bizimle tanker tanker
Bazen zirai amaçlı su verdin bize holder holder
Bazen de buluşma ve dinlenme alanıydın yer yer
Eşşek sırtında ot çekerken insanlar şelek şelek
Heybenin gözünde kavun karpuz bostan kelek
Teyzemin belinde içi sebze dolu eski bir yelek
Hepsi yunup yıkanırdı senin suyunda elek elek
Yaz aylarında aşağı çeşme benzer panayır yerine
Kimisi yorgan yastık ve yün yıkar özene bezene
Kimisi de tokaçlar halı kilim nevresim battaniye
Çobanlarda koyun kuzu yıkar tüyleri parlasın diye
Kaç nesil geldi geçti suyundan içti bilinmez
Burada geçen zaman hafızalardan silinmez
Bitmek bilmeyen coşkunun sırrına erilmez
Suyundan içen çiçeklere kıyılıpta derilmez